Dünyanın dört bir yanından seçtiğimiz ilgi çekici ve ilham verici restorasyon projelerini size tanıttığımız Önce & Sonra bölümünde bugün Madrid'de daha önce bir Güney Amerika ülkesinin elçilik merkezi olarak kullanılan bir mekânın nasıl şık bir aile evine dönüştürüldüğünü göreceğiz. Başkent Madrid'deki meşhur Santiago Bernabeu Stadyumu yakınlarından bulunan bina bürokratik bir misyon temsilciliği olarak bu amaca uygun şekilde döşenmiş olmasına rağmen, projeyi üstlenen ekip böylesine bir bürodan çocuklu bir ailenin konfor içinde yaşayabileceği bir daire çıkarmayı başarıyor.
İspanyol mimarlık ajansı Diseño y Arquitectura Interior tarafından üstlenilen proje sonucunda yaklaşık üç aylık bir sürede bina müthiş bir değişimden geçerek parlak, aydınlık, zarif ve sımsıcak bir apartman dairesine dönüşüyor. İşte bu inanılmaz dönüşümün hikâyesi:
Mekân bir diplomatik temsilcilik tarafından kullanıldığı için bürokrasi deyince akla gelen her türlü unsuru burada bulmak mümkün. Raflar, dolaplar ve sürgülü kapılar bir yana, projeyi üstlenen ekibi zorlayan bir başka unsur da mekânın küçük küçük birçok ofise ayrılarak aşırı bölünmüş olması.
İnanılır gibi değil ama gerçek. O birçok odaya bölünmüş, karanlık, sıkıcı, devlet dairesi görünümlü mekân üç ayın ardından bu resimde gördüğünüz aydınlık, ferah, iç açıcı salona dönüşmüş durumda. Alışılmadık biçimde evin giriş kapısı doğrudan salona açılıyor olsa da, buraya atılan küçük bir halı ve askı ile belirli bir antre havası yakalanmış. Salon iki bölüme ayrılmış. Arka planda televizyonun olduğu oturma kısmına ilaveten, daha samimi sohbetler için ön planda da ayrı bir sehpa ve kanepe görüyoruz. Açık renklerle ahşap zemin ve eşyaların birleşimi bu ferah salona insanın içini ısıtan bir hava da ekliyor.
Bu ferah atmosferin oluşmasına neden olan bir başka etken de geniş pencerelerden içeri sokulma fırsatı bulan doğal ışık ve açık renkli duvarlar.
Onarım sonrası salonun yukarıdaki fotoğrafta görünmeyen kısmında ise bir yemek bölümü bulunuyor. Yine açık renk paletinin devam ettirildiği bu kısımda ise ferforje zarafetinin ön plana çıktığını ve yine doğal ışık sayesinde ortamın masalsı bir havaya kavuştuğunu görüyoruz. Ayrıca tropikal süs eşyaları ve duvardaki tablo da bu masal havasını tamamlayan etkenler olarak dikkat çekiyor.
Devlet daireleri dünyanın neresinde olsun birbirlerine benziyorlar ve Çek yazar Kafka'nın romanlarında olduğu gibi içinden çıkılamayan sıkıcı bir labirenti andırıyorlar. Mekânın onarımdan önceki haline bakınca, bu durumun Madrid'deki bu diplomatik misyon binası için de geçerli olduğunu görüyoruz.
Restorasyonun ardından ise o bunaltıcı koridor sihirli bir el değmişçesine zarif ve soylu bir mekâna dönüşüyoru. Seçilen şık ve huzur verici duvar kağıdı, açık renk tonları, ahşap zemin ve ahşap kapılar bir araya gelince insanın zevkle yürüyeceği, sıcak bir atmosfere dönüştürüyorlar mekânı.
Mekânın önceki halinde çalışanların ortak kullanımına açık olan mutfak, tam anlamıyla 90'lar estetiğini yansıtan ve gerek eski moda dolapları, gerek mozaik zemini, gerekse de çok işlevsel olmayan döşenme biçimiyle iç açıcı bir görüntü sunmuyor.
Mutfağın yeni hali ise gerçekten göz kamaştırıcı. Fazlalıklardan kurtularak kullanım alanının genişletilmesiyle başlayan restorasyon sürecinde, mutfaktaki tüm elektronik ekipman ve dolaplar yenilenmiş ve beyaz-gümüş renk tercihleriyle evin genelindeki ferahlık havası aynen mutfağa da taşınmış. Koridordaki çiçekli duvar kağıdı mutfağa da sıcaklık katarken, mekânın bir başka avantajı da doğal ışık alması olmuş. Ayrıca küçük yemek masası ve ona eşlik eden ahşap sandalyelerin şıklığına da dikkat.
Eski mekânın insanda bunaltıcı bir his yaratan kısımlarından biri de hem oldukça eskimiş ev yıpranmış, hem de karanlık görünen bu banyo.
Projeyi üstlenen ekibin gerçekleştirdiği küçük mucizelerden biri de bu banyo. Modernle son zamanların moda stili shabby chic
arasında eklektik bir tarzu olan banyonun küçüklüğü, optik illuzyon yaratan yatay ayna ile telafi edilirken, vintage görünümlü çekmeceler ve armatürle mekân bambaşka bir havaya kavuşturulmuş.
Son olarak restorasyondan sonra evin yatak odasının nasıl bir görünüme sahip olduğuna bakalım. Farklı bir amaçla kullanılan mekânın güney tarafındaki duvarlardan kurtulup burayı geniş bir salona çeviren mimar ekibi, kalan kısımdaki odalara ise dokunmayıp bunlardan 4 adet yatak odası ortaya çıkarmış. O yatak odalarından biri fotoğrafını gördüğünüz bu aydınlık ve ferah mekân. Evin geri kalanındaki renk ve tarz seçimlerinin devam ettirildiği bu sıcak mekân yine doğal ışığın büyüsünü taşırken, antika mobilyalarla da ekstra bir güzelliğe kavuşmuş.